Akılsız kavga eder zaten tartışsada kazanamaz ki.
Ama SAPLA SAMANI karıştırıyoruz.
Eş bulunur anne-baba bulunmaz hastalığı eşlerde kendi kök ailesine haddinden fazla bağlılık aile kurumuna zarar veriyor ve kutuplaşmaya başlıyor.
Kadın kendi ailesine,erkek kendi ailesine haddinden fazla zaman ayırma olayı olduğunda kinleşmelere ve inada davetiye çıkarıyor.Olan çocuklara oluyor.
FİLLER-ATLAR tepişir yani kavga eder sonucunda çimenler ezilir misali.
(çimenlerde çocuklar oluyor).
Bir de evli eşlerde erkek sürekli köye,kadın deniz kenarı tarzı yerlere gitmek istiyor.Gelinden kaynana-görümce köyde sürekli iş yapma performansı beklediği için kadın tükeniyor.
Yani demem o ki KÖYE GİTME SENDROMU hastalığı günümüz hastalığı.
Sonra ailenle görüşmek istemiyorum sorunları ve tartışmalar ortaya çıkıyor VESAİRE…
Bu liste UZAR GİDER(son zamanlarda en çok gözlemlediğimiz filliyatlar malesef)
Gelin=ev işi muamelesi görüyor.
Kimi erkek’ aileme iyi hizmet et,annemi,halamı bilmem neyimi aradın mı’ diye eşine baskı yapıyor.Sen ne kadar onun ailesini arıyorsun hayır bu emrivakilik NEDEN?
İnsanın arayacaği varsada aramaz.
Hayir yani aramak zorunda mı?
Kadın senin ailene hizmet etmek zorunda değil ki hizmetçi mi aldın eve(dinimizde bile böyle bir zorunluluk yok sen hayırdır.Kendi isterse vicdanen yapar sen buna karısamazsın)
Bu tarz şeyler gözardı edilen önemli yapı taşları.
(Aile sağlam olacak ki bu ülkeye ,devlete yansıyacak.Kale içten fethedilmiş haberimiz yok)..
Kadınlarda eşlerini kovalamaktan ve eşinin ailesinin beklentisi karşılamaya çalışmaktan erken yaşta tükeniyor.
Bu dünyada en çok TASAVVUF ilmini sevdim.
Tasavvufta gönül rahatlığı, dinginlik vardır.
Tasavvuf,TAKVA getirir takvada huzuru kovalar ZİNCİRLEME süregelir.
Takvalı eşler birbirini sevmese bile birbirine ZULMETMEZ.
Zulmetsede ALLAH korkusundan geri adım atar.Biri önüne bakar diğeride kıskançlık paranoyalarına kapılmaz kafası rahat olur
Aile içi ve şiddete yer vermez verse de çabuk toparlanır,kendine gelir.
NOT:Bu kavramları örnekleyerek günümüzle harmanlayarak birlikte ele alma gereği duydum..Belki yeni bir akımı oluşturmanın ayak sesleridir profesyonel olmasada.Hepsi birbirinden bağımsız kavramlar olsada tek çatı altında toplama gereği duydum.Yarı ciddi yarı ironi olunca ortaya mozaik bir yapı felsefesiyle hareket edip Orhan Veli garipler akımını,Ece Ayhanlar “ikinci yeni” akımını,NAZIM Hikmet ‘Basamaklı dize” stilini oluşturduysa biz de bu akımı oluşturalım ne eksiğimiz var dimi.Şaka bir yana SAĞLIKLA ve MUTLULUKLA kalın)
