Şeyh Edebali,Osman Gazi’nin kayınpederidir. Osmanlı Beyliği kurulduktan epey bir süre Bilecik’te ikamet etmiştir. Kendi yaptırdığı zaviyede birçok öğrenci yetiştirmiştir.Osman Gazi’yi birçok kez misafir etmiştir.
Yorgundu. Tam yatacağı sırada duvarda asılı duran Kur’ân-ı Kerîm’e gözü ilişti.
“-KURANI KERİM BULUNAN BİR YERDE AYAKLARINI UZATMAK DOĞRU OLMAZ!” dedi.
Ve bir RÜYA gördü:
Osman Gâzi gördüğü rüyayı Edebâli’ye anlattı. Bu rüyada, Edebâli’nin göğsünden çıkan ve giderek Hilâl şeklini alan Ay’ın bir ucu kendi göğsüne girmişti. Ardından kendisi ile Şeyh Edebâli arasında ortaya çıkan bir fidan, çınar hâline dönüşmüş; dallarını üç kıtaya yaymış ve birçok milleti gölgesi altına almıştı. Bu topraklarda haşmetli kule ve kubbeler üzerinde Ezân-ı Muhammedî okunuyor, bülbüller Kur’ân-ı Kerîm tilâvet ediyorlardı. Gökyüzünün görülebilen her yeri, gül bahçesine dönmüştü.
Rüyayı sonuna kadar dinleyen Edebali Hazretlerinin Osman Gâzi’ye muhabbeti bir kat daha arttı. Ona açıkça işaret edildiği üzere bir CİHAN DEVLETİ nasip olacağını anladı ve kendi kızını onunla nikâhladı. Böylece Osmanoğulları, Peygamber Efendimizin soyuyla , Osman Gâzi’nin
KURANI KERİME OLAN BU HÜRMET,MUHABBET VE BAĞLILIĞINI adeta CİHAN DEVLETİ ihsan etmekle ödüllendirmişti.
İNSANI YAŞATKİ DEVLET YAŞASIN cümlesi siyasal tarihimizde önemli yeri olan bir slogan olarak hatırlanacak. Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye verdiği uzun öğüdün bir bölümüdür bu söz. Anlamı bugün anlaşıldığı haliyle: “İnsanlar mutluluk ve huzur içinde yaşarsa devlet de var olur.
DEVLETİN VAR OLABİLMESİ İÇİN
insanların HUZURLU olması gerekir, insanın mutlu ve huzurlu olmadığı bir coğrafyada “DEVLETİN VARLIĞI TEHLİKEYE GİRER” olarak yorumlanabilir.
*SEYH EDEBALİ’nin OSMAN GAZİ’ye NASİHATLERİ şöyledir:
-VAZİFEN çetin, YÜKÜN AĞIRDIR OĞUL….
Hizmette önde ücrette geride olasın. Vazifenin en ağırına talip olmakta kaçınmayasın. Vazifenin ağırlığı YARATAN’ın kullarına ihsanıdır.
-“AÇIK SÖZLÜ OL! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme.”
-ÖFKEN ve benliğin bir olup AKLINI YENER! Daima,SABIRLI,sebatlı ve iradene sahip olasın, azminden dönmeyesin. Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil, her işin gereğini vaktinde yap!”
-ÖFKE ateş, öfke afet, ÖFKE ŞEYTANDANDIR OĞUL. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup daima taze tutmak gerektir.
-GÜÇLÜSÜN, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulup gidersin.”
-Sabırsız olmaz oğul. Sabırsız menzile varılmaz. Kaf Dağı’na sabırsız ulaşılmaz.
*ŞUNU DA ASLA UNUTMAYASIN:
“Her şeyin vakti tayin edilmiştir;
VAKTİNDEN ÖNCE ÖTEN HOROZUN BAŞI KESİLİR…
NOT:
CENAB-I HAK Osman Gazi’nin KURAN-I KERİM’in olduğu odada ayaklarını uzatmadı diye ona CİHAN DEVLETİ’ni nasip etti.
BELKİ DE BURADA YAŞAYACAĞIMIZ MUCİZELERİN İPUÇLARI VARDIR.
Ne dersiniz…
—
