Cumartesi, Temmuz 27, 2024
Ana SayfaGündemHaberZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SONUÇLARI 

ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE SONUÇLARI 

Spread the love

Polatlı Müftülüğü Ramazan ayı sohbetlerinde bugün zararlı alışkanlıklar ve sonuçlarını  ele aldı. İlçe Müftüsü Hayri Cihangeri    “İnsanı itibarından eden, olması gereken yerden aşağılara  düşürecek olan davranışların başında kötü alışkanlıklar gelmektedir. Kötü alışkanlıkların başında da her türlü felaketin temel  sebebi  olan  içki, kumar, uyuşturucu vb. maddeler gelir”dedi.

 Müftü Cihangeri  “ İnsan, Allah’ın, en güzel bir şekilde yarattığı, şeklini güzel yaptığı, bilgi nimeti ile donattığı, yaratılan her şeyi emrine verdiği, sayısız nimetler bahşettiği; duygu, düşünce ve akıl gibi özelliklerle diğer varlıklara üstün kıldığı, meleklerin kendisine secde ettiği  değerli bir varlıktır.

Bütün üstün vasıflarla donatılan insanın; dünya hayatında yaratılışına uygun bir hayat sürmesi, ebedi yurdunda da saadete ulaşması için yaratılıştan kendisine verilen  mükemmeliyetini muhafaza etmesi, onu bozmaması başta gelen bir sorumluluğudur. Bu sorumluluğun farkında olarak hayatını planlayan insan, devamlı bir mükafata ulaşacak, aksine hareket edenler de aşağı derecelere düşeceklerdir.

İslam, bu sorumluluğun gereği olarak insanı yaratılış mükemmeliyetinin dışına atacak, Yaratan ve kullarının katında itibarını zedeleyecek davranışlardan uzak kalmasının yollarını göstermiştir. Mükemmeliyetin devamı için dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması esas alınmıştır. İlahî dinlerin beş asli ilkesi sayılan bu temel kriterlerin zedelenmesine sebep olacak her türlü davranış yasaklanmıştır. İnsanın ruh ve beden sağlığının korunması, bu temel ilkelerin korunmasına bağlıdır.

İnsanı itibarından eden, olması gereken yerden aşağılara  düşürecek olan davranışların başında kötü alışkanlıklar gelmektedir. Kötü alışkanlıkların başında da her türlü felaketin temel  sebebi  olan  içki, kumar, uyuşturucu vb. maddeler gelir. İnsanı her türlü kötülüğün kıskacına sürükleyen felaketlere kısaca bir göz atalım:

            İÇKİ

            İçki deyince, içilmesi dinen yasak olan sarhoş edici alkollü sıvı maddeler anlaşılır .

            İçki alışkanlığı ve bağımlılığı  insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişi bulunmakta ve bütün dönem ve toplumlarda  görülmektedir.

            Rahmet dini olan İslam, insanların dünya ve âhiret mutluluğunu, onları kötülüklerden uzaklaştırmayı hedeflediğinden, kişinin aklında, malında, sosyal itibar ve konumunda büyük zararlara, yıkımlara yol açan içkiyi kesin bir dille yasaklamıştır. Bu kötülüğe karşı vereceği mücadelede de insana büyük bir destek vermiştir. Bunun için  İslam, aklı ve ruhî dengeyi bozan, sarhoşluk veren ve sinir sistemini alt üst eden içkiyi haram kılmıştır. Bu konuda Kur’ân’da şöyle buyurulmaktadır:

“Ey iman  edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (Maide:5/90, 91).

İnsanlık için büyük felaketlere yol açan içkinin yasaklanması ile, insan aklının korunması sağlanmış, kişiler arasında kin, nefret ve düşmanlığın yayılması engellenmiş ve Allah’a ibadet etmeyi unutma tehlikesi ortadan kaldırılmış olmaktadır.

Bunun tersi, yani içkiye müptela olmak, büyük problemleri getirecektir. İçkiye müptela olan insanlarda davranış bozuklukları başlar, ailesinde huzursuzluk ve mutsuzluklar artar, suçluluk duyguları gelişir ve büyük bir depresyonun içine düşer. Bunun neticesinde de,  sosyal hayatı ve sosyal ilişkileri kötü bir şekilde etkilenir. Ailesi ve çocuklarına karşı davranışları değişir ve neticede aile yuvasının yıkılması ile karşı karşıya kalır.

            Mü’minler  için en güzel örnekleri şahsında toplayan Peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s.) da sözleriyle bu haram kılmanın,yasaklamanın özü ve kapsamına açıklık getirmiştir. Bunlardan bir kaçını zikredelim.‏ ‏ ‏

Hz. Enes (r.a); “Resülullah (a.s.) içki ilgili olarak on kişiye; ‘Üretene, kendisi için üretilene, içene,  taşıyana ve taşıtana, sunana, satana ve bunun parasını yiyene, satın alana ve satın aldırana’ lanet etti” demiştir.[2]

Peygamberimizin içkiyi üretenlere, içenlere ve bu konuda hizmet verenlere “lanet” etmesi, bu kimselerin Allah’ın rahmetinden uzak olmasını dilemesidir. Peygamberin lanetine uğramak mümin için iyi ve hoş olmayan bir durumdur.

Dinimizin haram kıldığı “içki“, sarhoşluk veren her şeydir. İçki içen insan tövbe etmeden ölürse âhiret nimetlerinden yararlanamaz. Bu konuda Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmaktadır:

            “Her sarhoş edici içkidir ve her sarhoş edici içki ise haramdır. Kim dünyada içki içer ve tövbe etmeden ölürse, âhiret içkilerinden içemez.”[3]

            Peygamberimiz (a.s.) müminlerin içki içmeleri şöyle dursun, içki bulunan sofraya oturulmasına bile izin vermemektedir:

Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa üzerinde şarap içilen bir sofraya oturmasın

            İman ile içkinin bağdaşmayacağını Peygamberimiz şöyle bildirmektedir:‏

 “Zina eden kimse, zina ettiğinde mü’min olarak zina etmez; şarap içen kimse, onu içtiğinde mü’min olarak içmez, hırsızlık yapan kimse de, hırsızlık yaptığında mümin  olarak hırsızlık yapmaz.”

Bir mümin içkinin haramlığını kabul etmez veya haram oluşunu küçümseyerek içerse dinden çıkar. Haram olduğunu kabul eder buna rağmen içerse büyük günah işlemiş, Allah’a isyan etmiş olur.

İçki, deva değil derttir, şifa değil hastalıklara sebeptir. Peygamberimiz (a.s.);

Muhakkak ki içki deva değildir, bilakis hastalıktır (hastalık vericidir.)” buyurmuştur.

Alkollü içkilerin az içilmesi de çok içilmesi de haramdır. Peygamberimiz (a.s.),

Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.”ifadelerine yer verdi.

HBR AYSUN YILMAZ BENLİ

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

SON DAKİKA

SON YORUMLAR