Polatlı Müftüsü Hayri Cihangiri Ramazan ayı boyunca vatandaşları bilgilendiriyor. Ramazan ayı hakkında merak edileneler, bilinmeyenler ve ramazan ayında yapılması gerekenlere ilişkin açıklamasında bugünkü yazısında Ramazan ve aile ile helal kazancı anlatan Müftü Cihangeri “Alemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e salat ve selam olsun.Hepimiz biliyor ve inanıyoruz ki insanlık dünya hayatına aile ile başladı. İnsanlık ailesinin birer ferdi olarak da biliyoruz ki toplumları ayakta tutan özelliklerin başında aile gelir. Aile yapısı, komşuluk ilişkileri ve akrabalık bağları sağlam olan toplumlar huzurlu ve mutlu olur.
BU DÖNEM AİLEMİZİN KIYMETİNİ BİLMEMİZ İÇİN BİR FIRSATTIR
Her birimiz insanlık ailesinin birer parçasıyız; dedeyiz, nineyiz, anneyiz, babayız, amcayız, dayıyız, halayız, teyzeyiz, evladız, torunuz. Ve her birimiz bir bütünü tamamlayan birer parçayız. Aynı zamanda; “Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir…” ( A’raf Suresi 189) .Yarattığı her şeyi tastamam ve en mükemmel şekilde yaratan ve yarattığı kullarının mutlu olmasını isteyen merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz insanı da eş olarak yaratmıştır. “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm Suresi 21)
SEVGİ BİRLİKTELİĞİ
Her işin başı sevgidir. İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmazsınız” diyerek bize imanın ve birbirimizi sevmenin bağını anlatan Peygamber Efendimiz(s.a.v) “eşler birbirine sevgi ile bakınca Allah da onlara rahmet nazarı ile bakar” diye buyuruyor. Rabbimiz gönlümüzü herkese yetecek sevgi ile yaratmıştır. Ailemizde sevginin olması için tebessümü yüzümüzden eksik etmeyeceğiz. Sokakta hiç tanımadığımız insana bile tebessüm eden müslümanlar olarak tebessümü ailemize çok göremeyiz.
SAYGI BİRLİKTELİĞİ
Her insanın bir karakteri, bir mizacı , bir kişiliği olduğunu unutmayacak ve kimsenin onurunu rencide etmediğimiz gibi ailemizin de onuruna saygılı olacağız. İş görüşmelerimizde daha iyi verim alabilmek için nezaket kurallarına uyduğumuz gibi huzurlu olmak için ailemizde de nezaket kurallarına uyacağız ve Efendimiz (s.a.v) in mesajını unutmayacağız: “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”
Çıkmam lazım, mesaiye yetişmem lazım, masada yemem lazım, bu saatte kahvaltı mı olur, eve gelirken atıştırdım gibi mazeretlerle ihmal ettiğimiz sofra birlikteliğimizi bu ramazan ayı vesilesiyle değiştireceğiz. “Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket vardır” hadisine uyarak bereketlendirdiğimiz evimizi, akşam ezanının okunmaya başlamasıyla aynı anda buluştuğumuz ve sevinçli olduğumuz sofra birlikteliğimizi ihmal etmeyeceğiz.
SAMİMİYET BİRLİKTELİĞİ
Hepimizin bildiği üzere samimiyet kalptedir ve kalbimizde olan kalıbımıza da şekil verir. Her işimizde olması gerektiği gibi aile hayatımızda da amacımız Allah rızası olursa kaybedenlerden olmayacağız inşallah. Eşimize nezaketimizde, çocuklarımıza şefkatimizde Rabbimizin rızasını gözeteceğiz. Peygamber Efendimiz (s.av) in Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder uyarısını unutmayacağız.
SABIR BİRLİKTELİĞİ
İftara kadar açlığa, susuzluğa sabrettiğimiz bu ramazan ayı vesilesiyle, imanımızda sebat ettiğimiz gibi, salih amel işlemede sebat ettiğimiz gibi, hakkı yaşamada ve tebliğ etmede karşılaştığımız zorluklara sabrettiğimiz gibi ailemizden gelen sıkıntılara karşı da sabredeceğiz. Peygamber Efendimiz (s.av) in “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır ve sizin en hayırlınız da, hanımlarına karşı ahlâk bakımından hayırlı olanınızdır.” çağrısını unutmayacağız. İman eden eşler olarak hayırda yarıştığımız gibi sabırda da yarışacağız.
SECCADE BİRLİKTELİĞİ
Cemaatla namaz kılmanın özelliğini, güzelliğini, kıymetini, bilerek gözümüzün nuru olan namazlarımızı evlerimizde ailecek kılacağız. Günün belirli vakitlerinde üzerimize farz olan namazımızı cemaatla kılmak için günlük planımızı yapacağız. Salgın hastalık nedeniyle camilerimizde teravih kılamasak da ramazan ayının özel sünneti olan teravih namazlarımızı da ailecek cemaatle kılacağız.
AİLE BİRLİĞİMİZ
Sevgi birlikteliğinde, saygı birlikteliğinde, sofra birlikteliğinde, samimiyet birlikteliğinde ve seccade birlikteliğinde sabredeceğiz. Ya Rabbim duamı kabul eyle, eşimin duasını kabul eyle, çocuklarımın duasını kabul eyle diyerek ellerimizi açacak ve dua dua yalvaracağız: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” ( Furkân Suresi 74)
HELAL KAZANÇ
Alemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e salat ve selam olsun.
Dinimiz islam, hırsızlık, gasp, zimmet, rüşvet, karaborsacılık, ölçü ve tartıda hile yapmak, aldatmak, gibi gayrimeşru yollardan kazanç elde edilmesini yasaklamış ve bu tür kazançları haram saymıştır. Meşru kazanç yollarında çalışırken, işin gereklerini hakkıyla yerine getirmemek, işi savsaklamak gibi yanlış davranışların da kazancın haram olmasına yol açacağını bilmekteyiz.
Kıyamet günü malımızı nereden kazandığımızdan ve nereye harcadığımızdan hesaba çekileceğimize iman ediyoruz. Bu imanımızdan dolayı da helal rızık ve infak peşindeyiz. Helal olanın temiz olduğunu ve temiz olanın da helal olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı “Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun”.(Maide Suresi 88) ayet-i kerimesine tabi ediyoruz.
Kulluk kalitemizin arttığı bu ramazan ayı vesilesiyle doğru terazi ile tartmamızın önemini, ölçüde ve tartıda hile yapmamamız gerektiğini, yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmemizin Allah’ın emri olduğunu hatırlayarak kendimize geliyoruz. “Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.”(Bakara Suresi 172)
Helal kazanmanın önemini hatırladığımız bu ramazan ayı vesilesiyle aileyi ve toplumu mahveden faiz, at yarışı, ganyan, piyango, kumar, iddia gibi haramlardan uzak durduğumuz gibi onların yayılmasına da vesile olmuyoruz. “Eğer mü’min iseniz Allah’ın helâlinden kazandırdığı kârlar sizin için daha hayırlıdır…” (Hud Suresi 86)
Doğrunun ve doğruyu yanlıştan ayırmanın apaçık delilleri olan Kur’an’ın indirildiği bu ay vesilesiyle helal olanın faydalı olduğunu hatırlıyoruz. Ve helal olan ikinin haram olan beşten bereketli ve faydalı olduğunun şuuruna varıyoruz bu ramazan. Kerim Kitabımızın çağrısına kulak veriyoruz: “Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile. Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.“(Maide Suresi 100)
Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapatıldığı, şeytanın da zincire vurulduğu bu ramazan ayında helal lokmanın sadece yemeğin içeriğinde olmadığını hatırlıyoruz. Ve lokmanın helal olması için kazancımızın da helal yollardan olması gerektiği şuuruna varıyoruz. Haramın azının da çoğunun da haram olduğunu bilerek, helal olan kazancımıza azıcık haram karıştırarak şeytanı sevindirmiyoruz. “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara Suresi 168)
Motoru, aküsü, filtreleri gibi teknik aksamı iyi olan aracımızın deposundaki kötü yakıtın aracımıza zarar verdiğini bilmeyenimiz yoktur. Gözle görülmeyen, ancak ileri tahlillerde varlığını görebildiğimiz virüsün vücudumuza , attığımız yanlış ilaçların ağaçlarımıza, mahsüllerimize nasıl zarar verdiğini de hepimiz biliriz. İşte bunun gibi midemizdeki haram lokma, damarlarımızdaki haksız kazanç da bize, ailemize ve topluma zarar verir.
İçerisinde kul hakkı, kamu hakkı olan haksız kazanç, ibadetlerimizi layıkıyla yapmada bize engel olur. Midemizde bulunan haramlar, bize, dışarıdaki haramları helalmiş gibi gösterir. Damarlarımızda dolaşan haramlar huşumuza zarar verdiği gibi düşüncemize de sirayet eder. Bu ve benzeri haramların dualarımızın kabulüne engel olacağını Peygamber Efendimiz (s.a.v) haber veriyor: “Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak: ”Ya Rab, ya Rab!” diye yalvarıyor. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesinin duası nasıl makbul olur?”
Ramazan ayına ulaştırılmış müslümanlar olarak Allah’a karşı gelmekten sakındığımız için oruçlarımızı tutuyoruz. Bu ramazan ayı vesilesiyle Allah’ın razı olduğu işleri yapmamızın helal, Allah’ın razı olmadığı işlerin de haram olduğunun bilincine varıyoruz. “Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür”.( İsrâ Suresi 30) ayetini hatırlıyor ve dua dua yalvarıyoruz: Rabbim, rızkımı helal yolda kazanmada ve helal yolda harcamada bana yardım eyle. Rabbim kazancımı bereketli eyle.”dedi
HBR AYSUN YILMAZ BENLİ